Görüntü açıklaması

Ücretsiz Sevkiyat

Hızlı ve Ücretsiz Gönderin

Görüntü açıklaması

Çevrimiçi destek

Nihai ve 7/24 Destek

Görüntü açıklaması

3d Güvenli ödeme

Güvenli Çevrimiçi Ödeme

Hepsi Zamansızda

Mağazaya git

Ben Kusurlu Tanrı

Zeynep Çelik
10 Mart 2021
Image Description

Bugün perşembe. Uygunsuz. Ben doğmuşum. Aç açına. On dört yaşıma gelmişim. Öylesine. Bir on dört sene daha. Üzerine dört. Dört kere doğurmuşlar beni. Rahimden, şehirden, benden, senden. Yeterli mi? Bir çokoprens kadarmış suratım. Gözler kayıp, gözkapakları baskın. Portakal yemiş annem. Yarım. Babam gelmemiş. İlk kez yalnız kalmışım. Şehirden koparmışlar sonra. Pis su kokusuna uzak kalmışım. Şeker fabrikasının mis kokusuna da. Babam çekmiş. İlk kez ayrılmışım. Ben olmuşum nihayet. Bulmuşum. Tanımamışım ama. Fark etmemişim de. Portakal severim hâlâ. İlk gün yemediğim şekliyle. Yarım. Doğmuşum. Şaşırmışım. Bu defa. Böyle. ‘Hayır’a uzak, ‘evet’e yakın. Muhtemel. Ne idüğü belirsiz. Hem de net. Kaos. İlk kez kalmışım. Kalasım gelmiş. Ait olmadan ait olunabileceğini öğrenmişim. Zorlanmamış, alışmamışım da. Karmaşa. İçime dönerken dışımda kalmışım, dışımdan bakarken içimde bulmuşum. Paradoks. Varmışsın gibi yokmuşsun. Yokmuşsun gibi varmışsın. İroni. Ve ben tuhaf. Dümeni sana bırakmışım. Ama arkandayım. Kollarım belinde. Çember. Dudağım sırtında. Teğet. Yeni bir geometrik şeklin keşfi, biz. Düşünmüşüm. Düşünmeye değer bulmuşum. Değeri silip düşe karmışım. “Düş kalsın,” demişim. Düş. Düşelim ya da birlikte. Dizlerimiz kanasın. Aksın o kan. Kaybolalım. Annemiz görmesin. Gündüz düşü içinde iki yarası yaralı olalım. Düşe düşerek. Düşten düşerek. Olalım. Çünkü ben olmadıklarımın yansımasıyım. Gördüklerim körlüklerimin yanılsaması. Ben kusurlu Tanrı. Dev bir kaplumbağaydım ben. Dev adımlar atan. Dev. Yavaş. Ağırdı aksanım. Dilim peltek. Herkesin mükemmel olduğu yeryüzünde vardım. Vardığım yerde toprak kaydı. Kayan yerde yıldızlar. Yerde yıldızlar. Benim gökyüzüm aşağıdaydı. Başım dik yürüyemedim hiç. Tercih de etmedim. Yeterdi. Orada bulutlar. Orada yıldızlar. Orada gökyüzü. Yer beni çekerdi. Devdim. Yavaştım. Sırtında taşıdığı eve bile sığamamış dört ayaklı. Ellerim yoktu benim. Tutunamayacağım baştan belliydi. Gerek duyulmamıştı. Dokunabilirdim ama. Dokunulabilirdim de. Parmak ucuyla. Parmak kenetiyle. Gövdem eğikti. Dört ayaklı olmak eğilmeyi gerektirirdi. Yüküm sırtımdaki evim… Değildi. Yüküm attığım dev adımların açtığı çukurlardı. Kendi ağırlığımca derin. Yüzümdeki iki boş çukur gibi derin. Ne kadar derinse o kadar kör. Ne kadar körse o kadar dev. Çukurlarım üstünde iki avuç. Avuç içinde koku.

Kabuğun çatladığını duydum önce. Yarılıp iki yanıma düştüğünü bildim. İki ayağımın üzerine kalktım sonra. Öndekileri silkeledim. Yerden bağım koptuğu gibi temizlenmek istedim.

Koku içimde soluk. Ne olduğum soluk. Adımların en devi. Avuç içlerinde gözlerim. Çukurlarım dolu. Ben kusurlu Tanrı. Kendini yaratıp kendine teslim etmiş inkârcı.

Sağ tarafımda şehir ve kustuğu asfalt. Sol tarafımda içi yarılmış toprağın gölü. Duru, soluk, biraz da uzak. Tuzaklarla dolu. Ellerim… Üzerinden çektiğim. Üzerimden.

Yokuşlar hep bana dik. Soluk hep bana yitik. Derin nefes. Yok. Üzerimde yokmuşum gibi bir yokluk. Yetersem deniz derya. Yetmezsem başa dönüş. Tekrara düşüyorum. Düşüyorum. Düşüşüm düşüşüne karışıyor. Birlikte yuvarlanıyoruz. Az olmakla gururlanıyoruz. Yuvarlanış düşüyor zihnimizden. Unutuyoruz. Tepe taklak olmamışlık çizikler atıyor. Kanıyoruz. Çizik çizik kanıyoruz. Birbirimize kanıyoruz. Çiziklerimiz birbirine denk düşüyor. Bir kanışı, bir kanayış örtüyor. Yokuşu da unutuyoruz, yok oluşu da. Nefesi paylaşıyoruz. Kusurluyuz. Dünyadan el çekiyoruz bu defa. Elim elin üstünde. Elin tekrara düşüyor. Elimde bir kuvvet. Dünyayı kurtaracak kadar nefesimiz var şimdi. Senin kulağında, benim boynumda. Yokuşu çıkamamanın güzelliğine dalıyoruz. Başlamakta kalıyoruz hep. Başlamak düş. Düşümüze bir çelme. Düşün dizleri kanıyor. Tutuyoruz. “Gitme,” diyoruz, “başlayışta kalmak tutunmaktır bitmeyişe.”

Önceki makale Şad Olsun Clara Zetkin Yoldaşın Ölümsüz Ruhu!
Sonraki makale SEN

Zeynep Çelik

1988 yılında Eskişehir’de doğdu. Lise yıllarında özel bir tiyatroda sahne eğitimi aldı. Balıkesir Üniversitesi Mimari Restorasyon Bölümünden mezun oldu. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde eğitimine devam etmekte. Dağhan Külegeç Yayınlarında düzeltmen. 2016 yılından itibaren Yaratıcı Yazarlık Atölyesi öğrencisi. Distopya ve Apartman dergilerinde öyküleri yer aldı.

BİR CEVAP BIRAK

Görüntü açıklaması

Güvenli alışveriş noktası

Hızlı ve güvenli ödeme