İsmini kazıdığım şakaklarım
Bir ara turuncu sandığım bulutlar
Astral seyahat, demokrasi…
Bunlar olsa olsa
Hayal kırıklıklarım der susarım.
Annemi kahraman sanmam
Babamdan ayrılışım,
Devlet ve Allah
Marx ve Lenin
Nietzsche’nin delirmesi…
Evet, evet, bunlar
Benim kafa karışıklıklarım.
Sana inanmak ve
Sana sarılmak gibi tuhaf
Yanılsamalarım da vardı
Bir zamanlar.
En güzel seviştiğim an
En iyi yaşadığım andır dediğim zaman
Ayaklarımın kaymaya başladığını hissettim,
Düşmeye
Ve sonra üşümeye başladım.
‘’Ne yazık lan’’ dedim, kendime
Bir bankta bir başıma
Otururken.
Konuştuğum bileklerim,
İntihara meyleden sevinçlerim,
Göz bebeklerimin anne olmaları,
Kollarımı unuttuğum askılar…
Evet, ben de sayıklıyorum
Ve bazen de saklıyorum.
Bakıştığım parmak uçlarımdan aldığım tehditleri
Annem öğrenirse şayet
Arka odaya gider ağlar.
Hayır, annem ağlamasın
Ben de üzülürüm.
Kuyu nasıl eskiyse Yusuf’tan
Unutmakta hatırlamaktan o kadar…
İlaçlarımı aldım evet
Şuan bir sorun yok
Ama birazdan…
Dediğim gibi
Aşktan ve kederden elde ettiğim tüm kuleler
Nasıl yıkıldıysa
O kadar, o kadar
Yıkılmadım,
Ayağa kalktım.
Az önce
Hayal kırıklıklarım var demiştim
Demokrasi gibi
Ve elbette uçurtmalar!
O kadar yalancılar ki…
Az daha inanacaktım.
Uçurtmalar uçuyor diyen herkese
İnanmamaya başladım.
Önce salıverirler semaya
Sonra sapan icat ederler
Sonra silah
Sonra siyah..
Sizin yüzünüzden
Önce inancımı yitirmeye başladım
Sonra kendimi…
Toplamda - 1 yorum
awesome