Ücretsiz Sevkiyat
Hızlı ve Ücretsiz Gönderin
Çevrimiçi destek
Nihai ve 7/24 Destek
3d Güvenli ödeme
Güvenli Çevrimiçi Ödeme
Hepsi Zamansızda
Güvenli alışveriş noktası
Hızlı ve güvenli ödeme
Hızlı ve Ücretsiz Gönderin
Nihai ve 7/24 Destek
Güvenli Çevrimiçi Ödeme
Hızlı ve güvenli ödeme
KÜRESEL SORUNLARA SANATSAL BİR BAKIŞ – MARDİN BİANELİ VE ÖTESİ
Sanat, tarih boyunca toplumların kendini ifade etme ve düşüncelerini aktarma konusunda önemli bir rol oynamıştır. Bu bağlamda bienaller de sanatın bu işlevini küresel bir platformda sürdüren önemli etkinlikler olarak öne çıkmaktadır.
‘’İki yılda bir’’ bir anlamına gelen Bienal, belirli bir tema etrafında tonlanan sergi, festival gibi etkinlikleri kapsamaktadır. Bienaller uluslararası sanatçıları ve eserleri bir araya getirerek, farklı kültür ve perspektiflerin bir arada sergilenmesine olanak tanır. Sanatı geniş kitlelere ulaştırmayı amaç edinen bienaller, çeşitli sanat akımlarının ve kültürlerin etkileşimde bulunmasını sağlayarak izleyicilere çoklu sanat deneyimi sunar. Bieneller, sanatseverlere ve izleyici kitlesine çağdaş sanatın en yenilikçi ve düşündürücü örneklerini sunarak, sanatçılara küresel sanat dünyasında seslerini duyurma fırsatı sağlar.
İlk olarak 2010 yılında başlatılan ve bu yıl 6.sı düzenlenen Mardin Bienali, farklı coğrafyalardan sanatçıları ve sanat eserlerini, bölgenin tarihi ve kültürel zenginliği ile buluşturarak sanatseverlere özgün bir perspektif sunmaktadır. Mardin Bienali, kültürel miras ile çağdaş sanatın buluştuğu bir platform olarak öne çıkmakta.
2024 Mardin Bianeli’in küratörlüğünü üstlenen Ali Akay, bianelin 6.edisyonunda günümüz siyasi ve sosyolojik sorunlarını ‘‘Daha Uzaklara‘‘ teması ile ele alıyor. Bu tema antroposen çağın etkilerini antikolonyal bir bakış açısıyla incelerken, insanın doğa üzerindeki yıkıcı etkisi, sömürgecilik, göç, iklim krizi, şehirleşme, kimlik gibi küresel sorunları irdelemeyi amaçlıyor. Akay’ın liderliğindeki bianel, sanatın gücünü kullanarak izleyicilere sanatsal bir deneyim yanı sıra toplumsal bir farkındalık da hedefliyor. Bienal kapsamında sergilenen eserler, şehrin tarihi ve kültürel mekânlarıyla bütünleşerek günümüzün karmaşık ve zorlayıcı sorunlarına sanatsal bir bakışla yaklaşarak izleyicilere farklı bir perspektiften bakabilme fırsatı sunuyor. Böylece bianel sadece estetik bir deneyim olarak değil aynı zamanda toplumsal bilinç oluşturma aracı olarak da işlev görüyor.
Bir örnek olarak, Mardin Bienali’nde sergilenen önemli eserlerden biri Aslı Çavuşoğlu’nun “Kasten Gömülmüştür” adlı eseri oldu. Çavuşoğlu’nun eseri, geçmişin izlerini günümüz sanatıyla buluşturarak, ölümün ve küresel ritüellerin insanların belleğindeki yerini sorgulatıyor. Sanatçı, Meksika seyahatinde rastladığı ölülerin hasırlara sarılarak gömülmesi ritüeli ile bağlantı kurarak, bu geleneği Mardin’den temin ettiği el dokuma hasırlarla yeniden canlandırıyor ve geçmişin izlerini günümüz sanatıyla birleştiriyor. Bu eser ölümün ve geçmişin izlerinin izleyicilerin belleğindeki yerini sorgulamakla kalmıyor, aynı zamanda farklı kültürler arasındaki benzerlikleri ve insanın ölüme bakışını derinlemesine inceliyor. Sanatçının eseri, izleyicilere geçmişin ve kültürel pratiklerin günümüz sanatında nasıl yorumlandığını ve canlandırıldığını gösterirken, aynı zamanda bianelin teması olan ‘‘Daha Uzaklara ‘‘ya da yeni bir bakış açısı getiriyor. Sanatçının eserinin yanı sıra, bianelin diğer katılımcıları da günümüzün küresel sorunlarına farklı perspektiflerden yaklaşarak çarpıcı eserler ortaya koyuyor. Bir diğer dikkat çekici eser Michelle Ciacciofera’nın , ‘’Toprak Ana ‘’,2024 adlı yerleştirmesi. Eserinde, ülkelerin olmadığı bir dünya haritasına bakan jüt çuvallar bir amfi tiyatro gibi dizilmiş. Ciacciofera’nın eseri, küresel aidiyet ve ortak yaşam kültürünü teşvik ederek izleyicilerde barışçıl bir birliktelik hissi uyandırıyor.
Bienale eş zamanlı olarak açılan bağımsız sergiler ise Mardin Bienali’nin dinamik ve çeşitli sanat ortamını tamamlayarak, Mardin’in sanat ve kültür hayatına önemli bir katkı oluşturuyor. Bu sergiler, bienal kapsamındaki ana sergilerin yanı sıra farklı sanatçılar ve kolektiflerin kendi bağımsız projelerini sunmaları için sanat alanında çeşitliliği teşvik ederek, yerel sanatçıların eserlerini sergileme ve paylaşma fırsatı sağlıyor. Zamansız Dergi kurucu yazarlarından ‘’Mehmet A. Başkurt ve Gani Türk’ün’’ ‘’Mağara Kitabesi Resim ve Kitap Sergisi’’ hem bianelden bağımsız hem de eş zamanlı sergilerden bağımsız olarak , içerik bakımından oldukça zengin ve katmanlı bir sergi olarak öne çıkıyor. Üç ana katmandan oluşan çizimler, izleyiciye derinlemesine düşünme ve çok katmanlı anlamları keşfetme fırsatı sunuyor. Gani Türk ve Mehmet A. Başkurt’un eserleri, bireysel ve kolektif bellek üzerine derinlemesine bir araştırma sunuyor. Her iki sanatçının da farklı üslupları ve perspektifleri, sergiye zenginlik katıyor. Serginin nihai amaçlarından kitap etrafında toplanma fikri, kolektif bir okuma ve anlama deneyimini teşvik ederek, çok dilli ve çok kültürlü yaklaşım ile kültürel çeşitlilik ve dilin sanattaki rolünü yüceltmiş oluyor. Bu sergi sanatseverler için değil, aynı zamanda edebiyat ve felsefe meraklıları için de zengin bir deneyim sağlıyor. Bu sergiler arasında antroposen yaklaşımı ile dikkat çeken Hasan Chalak’ın ‘’Var Olan Nihai Sonu Hatırlamak ‘’ adlı resim sergisi ise, insanların eylemlerinin doğal dünya üzerindeki yıkıcı sonuçlarını gözler önüne seriyor. Sanatçının eserlerinde soyu tükenen ve avlanan hayvanların imgeleri yer alıyor. Her eser izleyicilere insan etkisinin gezegenimizdeki doğal süreç ve yaşamlar üzerindeki etkilerini düşünme ve sorgulama fırsatı sunuyor. Dikkatleri çeken bir diğer sergi de Hegel’in diyalektik felsefesinden ilham alarak çelişkilerin ve zıtlıkların birliğini keşfetmeyi amaç edinen, Ayhan Akikol, Ezgi Özten, Mahmut Akdemir ve Ramazan Bayram’ın ‘’Aufhebung’’ adlı sergisi oldu.
Rıdvan Aşar’ın ‘’Üçüncü Şahıslar ‘’, Sidar Alışık’ın ‘’Replikalar’’ , Bawer Doğanay’ın ‘’Kurmaca Notlar ‘’, Amar Kılıç’ın ‘’Mardin Mavileri ‘’ ve daha birçok bağımsız sanatçının eserleri de eş zamanlı açılan sergiler olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda sanatçılar, Mardin’in tarihi evlerini, açık hava alanlarını, kiliselerini sergi alanına dönüştürerek, toplumsal ve politik konuları cesurca sunma ve sanatın gücünü kullanarak toplumsal değişim ve dönüşüm yaratma potansiyeli ortaya koyuyorlar. Bağımsız sanatçıların sergilerine destek veren ‘’Hangi Sergi Nerede‘’ adlı dijital platform, sergilerin konumlarını ve sanatçıların eserlerini izleyicilerle buluşturarak geniş bir sanat deneyimi sunuyor. Bu da izleyici kitlesine geniş bir sanat yelpazesi sunarak farklı estetik deneyimler yaşama ve sanat anlayışları geliştirme imkânı kazandırıyor.
Bienalin amacı, sanatı ve sanatçıyı desteklemek olduğu kadar, yerel kültürü ve sanatçıları da ulusal platformlara taşımaktır. Ancak, bienalin organizasyon ve yönetimi hakkında bazı önemli eleştirilerde bulunmak da mümkündür. Örneğin,sergilenen eserler için yapılan açıklamaların sadece Türkçe ve İngilizce olması, Mardin’in çok dilli ve kültürel yapısı gereği yetersiz kalmaktadır. Kürtçe, Arapça ve Süryanice gibi Mardin’de yaygın olarak konuşulan dillerin de etkinliklerde yer alması, hem yerel halka hitap etmek hem de kültürel çeşitliliği yansıtmak açısından büyük önem taşımaktadır. Sanatın evrensel bir dil olduğu düşünülse de, yerel dillerin ve kültürlerin görünürlüğü, sanatın toplumla daha güçlü bağlar kurmasını sağlayacaktır. Mardin gibi zengin kültürel ve sanatsal geçmişe sahip bir şehirde, yerel sanatçılara yeterince alan tanınmaması da eleştirilebilir alanlardan birisi olarak öne çıkmaktadır. Yerel sanatçıların görünürlüğünü ve temsil gücünü olumsuz etkileyen bu durum, onların eserlerini ulusal ve uluslararası sanat platformlarında sergileme fırsatını azaltmaktadır. Ayrıca, bienalde tarihi mekânların kullanım biçimi de eleştiri noktalarından biri olarak görünebilir. Tarihi mekânların sanat etkinlikleri için uygun bir şekilde kullanılmaması, hem mekânların tarihi değerine zarar verebilmekte hem de sanat eserlerinin etkin bir şekilde sergilenmesini engelleyebilmektedir.
Tüm bu eleştirilere rağmen çağdaş sanat eserlerinden oluşan, çoğu zaman anlaşılması zor ve elitist bulunan bu eserlerin, kavram yoğunluğu ve sanat dili genel izleyici kitlesi için güç olsa da, bienaller bu algıyı yıkmak için farklı kültürlerden gelen sanat eserlerini bir araya getirerek, interaktif etkinlikler ve atölye çalışmaları ile geniş izleyici kitlesine sanatın keyfini ve derinliğini keşfetme imkânı sağlıyor.
Sonuç olarak, Bienal etkinliklerinin daha kapsayıcı ve katılımcı olması, özellikle yerel kültürel dokunun daha görünür hale getirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Mardin Bienali gibi etkinlikler, sanatın gücünü kullanarak toplumsal farkındalık oluşturabilir ve küresel sorunlara sanatsal bir bakış sunabilir. Ancak, bu tür etkinlikler sadece sanatın evrenselliğini vurgulamakla kalmayıp aynı zamanda yerel kimliği ve çeşitliliği de ön plana çıkarmalıdır. Mardin’in çok kültürlü yapısını daha iyi yansıtan organizasyonlar olmasını diliyoruz. Mardin’in kültürel dokusunun ve yerel sanatçılarının bu süreçte daha görünür olması, hem sanatın hem de toplumsal bilincin daha da gelişmesine katkı sağlayacaktır.