Görüntü açıklaması

Ücretsiz Sevkiyat

Hızlı ve Ücretsiz Gönderin

Görüntü açıklaması

Çevrimiçi destek

Nihai ve 7/24 Destek

Görüntü açıklaması

3d Güvenli ödeme

Güvenli Çevrimiçi Ödeme

Hepsi Zamansızda

Mağazaya git

EPİFANİ KİTAP TOLULUĞU üyelerinin, E. M. CİORAN’a ait Çürümenin Kitabı üzerine yaptığı yorum ve alıntıların derlemesidir

Epifani Kitap Toplulugu
8 Eylül 2024
Image Description

Çelişkiler ve hakikat, insan düşüncesinin en derin meselelerinden biridir. Hakikati ararken çoğu zaman karşılaştığımız çelişkiler, zihinlerimizi karmaşaya sürükler. Ancak, Emil Cioran’ın eserlerinde ortaya koyduğu gibi, bu çelişkiler, hakikatin doğasında var olan bir unsur olabilir. Cioran, yaşamı boyunca hakikate ulaşma çabasının anlamsızlığını vurgulamış ve çelişkilerin, insan varoluşunun temel bir parçası olduğunu savunmuştur.

Cioran’a göre hakikat, mutlak ve ulaşılabilir bir kavram olmaktan çok uzaktır. O, hakikat arayışını insanın varoluşuna yüklenmiş bir lanet olarak görür. Bu arayış sırasında karşılaşılan çelişkiler ise kaçınılmazdır. İnsan zihni, anlam arayışı sırasında karşıt düşünceler, duygular ve gerçekliklerle mücadele eder. Cioran, bu mücadeleyi, varoluşsal bir ıstırap olarak tanımlar. Çelişkiler bir nevi hakikatin dokusudur; insan, bir hakikati yakalamaya çalıştıkça onu daha çok parçalara böler ve içinden çıkılamaz bir çatışma alanına sürüklenir.

 Hegelci felsefede çelişkiler, diyalektik sürecin temelini oluşturur ve bu süreç ilerleyerek hakikate ulaşmayı vaat eder. Ancak Cioran, bu ilerleme fikrine şüpheyle yaklaşır. Ona göre, çelişkiler ne bir senteze yol açar ne de nihai bir hakikate ulaşır. Aksine, insanın kendi içine dönmesine ve daha derin bir boşluğa sürüklenmesine neden olur. Cioran, hayatın anlamının ve hakikatin, bu çelişkilerle birlikte yaşandığını, onların yok edilemez olduğunu savunur. Çelişkiler, varoluşun kaçınılmaz parçasıdır ve onlarla yüzleşmek, insanı hakikate değil, varoluşun kendisine yaklaştırır.

  Bu perspektiften bakıldığında, hakikati çelişkiler olmadan düşünmek imkansız hale gelir. Cioran için çelişkiler, hayatın getirdiği trajedinin ve insan aklının sınırlılığının bir ifadesidir. Hakikat arayışı ise, sonsuz bir arayış, insanın kendine karşı giriştiği bir savaş olarak kalır. Çelişkiler, insanın bu arayıştaki rehberidir; ancak bir sonuca ulaşmak yerine, insanı sürekli bir bilinmezlik içinde tutar.

Sonuç olarak, Cioran felsefesinde çelişkiler, hakikatin temel bileşenlerinden biridir. Hakikat, sabit ve mutlak bir sonuca varmak yerine, insanın kendi varoluşuyla, çelişkileriyle ve sınırlılıklarıyla yüzleştiği dinamik bir süreçtir. Cioran’a göre hakikat, çelişkilerin çözüldüğü bir duruma değil, çelişkilerin derinleştiği bir varoluş biçimine işaret eder.

(Kadir BİLGİÇ Yorumu ) ⬆️⬆️⬆️

 Çürümenin Kitabı’nda Cioran; zamanın ve mekanın tam ortasına boşluktan gelen bir sürü kelime ve cümleyi asar. Askıdaki kelimeler ile tam bir zihinsel bakkaldır. Canınız aforizma çekiyorsa mutlaka Çürümenin Kitabı’nı okumalısınız.

(Mehmet A. BAŞKURT Yorumu) ⬆️⬆️⬆️

Çürümenin Kitabı’nı okurken bizlere yansıyan <tutarsızlık, dengesizlik ya da çelişki> gibi hissiyatların arkasında aslında Cioran; bir düşünceye, bir tarafa çekme kaygısı duymadan kendi benlik karmaşasında gezdiriyor okuru. Bir düşüncenin tam gölgesine çekmişken bizleri, tekrar itip daha zıt bir düşüncenin dallarında yalpaladığımızı görebiliriz. Bu onun kendi iç savaşını ve her kavrama karşı sorgulayan filozof yanını ortaya koyuyor. Azizlikten kiniğe, Tanrı’dan yok olmaya, hayattan ölüme kadar her türlü karşı çıkışın derin, düşünülesi ve çoğu zaman okuru yoran, sarsan dehlizlerinde Cioran’ı anlamaya ve kendi karışıklığımızın ardında nerede durduğumuzu anlamlandırmaya çalışırız. Onun yolu, uzun empatik eleştirel bir sancıdır ve onu okuduktan sonra biz de aynı kişi değilizdir. Şöyle der insana dair: “İnsan kendini Şeytan’da çok fazla bulduğu için ona tapamaz, ondan bilerek nefret eder, kendinden yüz çevirir ve Tanrı’nın yoksul vasıflarını ayakta tutar.”

(Meryem AŞKAR Yorumu) ⬆️⬆️⬆️

  Kelimeler… Hayatın, varoluşun, tanrının sözleri olan kelimeler… Cana ruh katan ya da candan ruhu alan, hem ölüm hem de yaşamın saklı olduğu kelimeler… Hayvanların sesi, rüzgarın fısıltısı, göklerin gürlemesi vardır. İnsanlarınsa kelimeleri…

  İşte Cioran bu eseriyle kelimelerin gücünü kullanıyor. Her kelimeden yeni anlamlar, yeni ideolojiler, yeni bir farkındalık oluşturuyor. Kelimelerini tezatlık içerisinde veren Cioran bir cümlesindeki ideoloji diğer cümlesiyle çelişebiliyor ancak her iki cümle de kendi içinde doğruluğu içeriyor. Cioran eseriyle düşünmeye zorluyor. Her kavramı sorgulatmaya ve hiçbir fikri kabul ettirmeye çalışmadan tarafsız bir şekilde yazıyor. Her şeyi sorgulatarak düşünmeye zorluyor insanı. Zaten insanı insan yapan düşünüyor olması değil miydi?

 Sahi neydi insanı diğer canlılardan ayıran? İnsan düşünür denildi. Gerçek midir her insanın düşünebildiği? İnsan değil midir hayvandan daha hayvan olabilen? Hayvan değil midir insandan daha merhametli olabilen? İnsan neydi? Düşünen ve konuşan yegane canlı dediler.  Peki nedendir bu kadar cinayet, bu kadar sefalet, bu kadar canavarlaşmış ruh? Düşünmeyi mi bıraktı insan, yoksa insan olmayı mı? Bu eserle düşünmenin ve insan olabilmenin derinliklerine inecek ve yaşamın anlamsızlığına yeni anlamlarla bakacaksınız.

(Zahide ALTIN Yorumu) ⬆️⬆️⬆️

  “Her tarafta vaaz veren solucanlar, her kurum bir misyonu dile getirir; tapınaklar gibi belediyelerin de mutlakları vardır, yönetimin ise yönetmelikleri maymunların kullanımına yönelik metafizik.. Hepsi de bütün insanların yaşamına çare bulmaya çabalar: Dilenciler ve şifasız hastalar bile buna can atarlar: Dünya kaldırımları ve hastaneler reformcularla dolup taşar.”

(Hicran DOYAN Alıntısı) ⬆️⬆️⬆️

“Bilgelik, miadı dolan bir uygarlığın son sözü.”

  “Biz de “mutluluğu” ararız; ya düşkünlükle ya da küçümsemeyle: Mutluluğu horgörmek de, bunu hâlâ unutmamak ve düşünerek reddetmek demektir. Biz de “selâmet”i ararız, bunu hiç istemeyerek de olsa. Ve fazla olgun bir çağın negatif kahramanlarıysak, bizzat bu olgu dolayısıyla, onun çağdaşlarıyızdır: Zamanına ihanet etmek ya da onun ateşli bir taraftarı olmak, -görünürdeki karşıtlığın ardında- aynı katılım fiilini ifade eder. Yüce bitkinlikleri, ince tiritlikleri, zamandışı hâlelere özenmeyi -ki bunlarin hepsi bilgeliğe yöneltir- kendinde bulmayan var mıdır? Dünya, yeni bir mutlağın ya da yadsımanın şafağında kendinden geçmeden evvel, çevresini kaplayan boşluk içinde her şeyi tasdik etme hakkını kendinde kim hissetmez ki? Ufukta hep bir tanrı tehdidi görünmektedir. Felsefenin kenarındayız, sonuna rıza gösterdiğimize göre…

  Düşüncelerimize Tanrı’nın yerleşmemesine çaba gösterelim, şüphelerimize hâlâ sahip çıkalım; denge görünümleri ve mündemiç kaderin çağrısı, bütün keyfì ve acaip özlemler, bükülmez hakikatlerden daha tercih edilir olduğu için… Çareleri değiştirmemiz, tesirli ve muteber hiçbir çare bulamadığımızdandır; çünkü ne aradığımız yatışmaya, ne de peşinden gittiğimiz hazlara inancımız vardir.

  Kaypak bilgeleriz biz; modern Romalar’ın Epikurosçular’ı ve Stoacılar’ıyız…”

(Masum ASLAN Alıntısı ) ⬆️⬆️⬆️

“Bir doğruyu, kendi doğrusunu elinde bulunduran kişinin yanında şeytan bile soluk kalır.”

“Düşüş, bir doğrunun peşine takılma ve onu bulmuş olmaktan emin olma değilse; bir dogma  için duyulan tutku, bir dogmanın içine yerleşme değilse nedir?”

  “Hiçlik karşısında her kelimeyle bir zafer kazansak bile, onun zorbalığına daha da fazla maruz kalmamıza yol açar bu. Etrafımıza saçtığımız kelimeler oranında ölürüz…”

(Şeval YUCA Alıntısı) ⬆️⬆️⬆️

“_Hiçten fazla olduğumuzu kanıtlayan hiçbir şey yoktur. Tanrılarla rekabete girdiğimiz, coşkularımızın ürküntülerimizi alt ettiği bu genleşmeyi sürekli olarak hissetmek için öylesine yüksek bir ısı tutturmamız gerekirdi ki birkaç günde bitip tükenirdik. Ama parıldamalarımız anlıktır; düşüşler kuralımızdır. Hayat her an çürümekte olandır; tekdüze bir ışık kaybı, gecenin içinde yavan bir dağılmadır; âsasız, hâlesiz, aylasız…_”

(Mehmet Zeki DEMİR Alıntısı) ⬆️⬆️⬆️

BİR CEVAP BIRAK

Görüntü açıklaması

Güvenli alışveriş noktası

Hızlı ve güvenli ödeme