Görüntü açıklaması

Ücretsiz Sevkiyat

Hızlı ve Ücretsiz Gönderin

Görüntü açıklaması

Çevrimiçi destek

Nihai ve 7/24 Destek

Görüntü açıklaması

3d Güvenli ödeme

Güvenli Çevrimiçi Ödeme

Hepsi Zamansızda

Mağazaya git

GODOT GELSE DE İSTİFA ETSEM!

Haydar Alper Eser
23 Temmuz 2025
Image Description

Geceden uykunun gelmesini bekle. Uykunun kaçması için biraz daha ön loba yüklen. Ben bugünden alacaklıyım. Ben dünden de alacaklıydım. Ben bu ömürden alacaklıyım ömürden! Sağa dön, sağın uyuşana kadar dönük kal. Sonra sola yüklen. Solu hafif uyuşturduğun gibi hemen geri gel. Nasıl olacak bu işler? Bu ülke nereye gidiyor? Banane lan ülkeden! Ben kendi hayatımın bile kahramanı değilim! Halk hikâyesi sana mı kalmış. Lazlar neden hep fıkra konusu oldu burada? Biz de Lazlar için fıkra konusu muyuz acaba? Halklar neden birbirini ancak fıkralarda tanıyor ki? İlk seans kaçta? O saatte seans mı olur ya? Sekreteri işten çıkarmak lazım, sekret ermek lazım. Çok Ferhan Ağbi olmuşsun bu gece Haydar. Kelimelere raks falan. Yat zıbar oğlum sabah ben mi gideceğim seansa? Haydar’ın baş harfini rahmetliye olan saygımdan büyük yazdım.

Hayatımda çok fazla ‘’rahmetli’’ ve çok fazla saygı var.

Uyanışı bekle, diziyi 2x hızda izlemeye çalışırken dizinin sonunu bekle. Beklemek sıkıcı hale geldiği zaman ileri sar. Kendi hayatını ileri saramadığı için her şeyi ileri sarmaya çalışan aptallara gül. Sonra aptal olduğunu anla, üzül. Üzülmenin fayda sağlamadığını gör de çaktırma. Saati kur, uyur gibi yap. Bedenini sabit tut. Yıkım sesi, konser sesi, ambulans sesi, sireni, hırsızı, polisi bitmedi bir türlü. Bir suçtan başka bir suça mahalle. Bir dertten başka bir derde insan. Bir varmış, bir yokmuş; falan. Bir varmış, hep varmış; kes be, uyu artık! Zır zır zır. Sonuncu zır’ın son harfleri daha fazla. Akışı ve görüntüyü bozar diye düşünüp kararsız kaldım. Hocalarım ne der sonra? Emeklerine yazık olur.

Hayatımda çok fazla emek ve çok ‘’yazık’’ var.

Kaç saat uyudum ki zaten? Herkes kadar yorgun uyanıyorum. Fakat ya Allah ya Godot. Biraz erken gidip çay koymam lazım. Masayı silmem lazım. Son dakikaya kadar hazır halde bekleyeceğim. Zihnimin sadece kriz dönemlerinde çalıştığını kimseye söylemeyeceğim. Beni normalde gören aptal, kriz anlarında gören ise harika zannedecek. Oysa ben ne zannedildiği kadar aptal ne de zannedildiği kadar harika olacağım. Ateş edildi. İlk seans başladı. Bu kısmı es geçiyorum. Zira meslek, etik vesaire. Ama merak edenler için özetle herkes sıkışmış, kendi yediği kazıkların intikamını alıyor ya da ‘’bakın ben neler yaşadım’’ diye gizli şekilde kendini öne sürüyor. Satrançta yıkılmış taşlar gibi geliyorlar buraya. Bir kez daha yıkıyoruz çoğu kez. Öncesinde ve sonrasında çok farklı görünüyor insanlar. Gözleri kızarıyor, burun kanalları genişliyor, yorgun ve uykusuz hissediyorlar. Ne yapalım? Tebessümle çıkmak bize kısmet değilmiş demek. Çok edebi oldu. Arabesk oldu hatta. İğrenç oldu! Neyse söyleyeyim de bu kısmı dergiye eklemesinler. Lan zaten ben ne anlarım bu yazma çizme işlerinden. Sahi ya, ben hangi işten anlarım ki? Yaptığım her işten; bir süre sonra ‘’zaten ben ne anlarım ki’’ diyip sıyrılıyorum. Lan madem anlamıyordun ne diye bu kadar uğraştın? Bilmiyorum ki. Bilmediğimi bile bilmiyorum. Neden bu macera içinde olmaya çalıştığımı, yaşamayı kaotik düzenin devamı ile eşleştirdiğimi biliyorum da onu da burada eşkere edemem yani. Neticede bizim de bir şeklimiz var. Hı?

Kapıyı aç, çay sor. Kahve yap. Su getir, kâğıt katla. Kalem ara. Kulağının arkasında olduğunu hatırla. Kalemler kulak arkası muhafızlarımızdır bizim. Bilerek oraya koyarız ki son bakir alanlarımız da gasp edilmesin. Kulağımızın arkası önemlidir. Tüm mücadelemiz zaten orası içindir. Onu da kaybetmemiz halinde tüm bu emek zayi olacaktır. Yeni şeyleri elde edebilelim diye değil de bari eldekilerden olmayalım diye yaşarız artık. Tamam Haydar. Herkes anladı ne demek istediğini. Kör göze parmak yazma diye elli kez uyardık seni. Kendini hangi dilde ifade edebildin? Türkçe senin için zor mu geliyor? Gece okumalarını arttır, ajitasyonu azalt. Kalk bulaşık yıka. İnsanlar senin içsel konuşmalarını dinlemek zorunda değil. Mono mu log? Log yerine logos desek? Monologos olsa mesela? Kendi içimizde konuşmanın anlamı ya da içimizle konuşa konuşa keşfettiğimiz anlam gibi. Lan bırak! Daha üç cümle önce Türkçem yetersiz diyordu şimdi kalkmış Latince matince zırvalıyor. Düzgün bir işe gir, Cuma akşamları düşün, hafta sonu eğlen. Pazartesi aynı saatte orda ol. Anarşik fikirler başına üşüşürse hemen kravatını sık. Otokontrol gereği işte. Ben de otosansür gereği bu konuyu kapatayım da başka şeyler yazayım.

Danışanı bekle, direncinin yıkımını bekle, yandaki binanın yıkımını bekle, bankadan gelen bildirimi bekle. Vergi öde, kredi öde, iki saat boşluk var. İnsanların boş zamanına göre mesai saati kurmak çok aptalca. Sus ve markete koş. Su al, kahve öğüt, peçete al, kasanın orda bir tane şeker varsa alabilirsin. Gün boyu gerçekleşen koşturmaca içinde, seni bir anlığına çocukluğuna götürebilir. Kahramanlarının ellerini tutup market kasasında beklediğin anlar aklına gelebilir. Kamerayı geri al. Kimse elini tutmuyor aptal! Kamerayı kapat. Şekeri at ağzına. Bunun tadı da plastik gibiymiş de çöp bul at gitsin. Çok sıkıldım. Gidip istifa mı etsem? Sabah masamda bulduğum istifa mektubuma bakıp güleceğim muhtemelen. Bu mektubu başkasına mı versem? O da çok alaycı olur. Godot gelse de mektubumu okusa. Aynen, Godot gelse de istifa etsem! Belki yüzü kızarır. Hep bekleyenlerin hikâyeleri yazılıyor. Kimsenin ‘’bekletenlere’’ küfrettiği yok. İki el de boşuna değil mi? Eh, boşunalık da bize kısmetmiş.

Hayatımda çok fazla küfür ve çok fazla ‘’kısmet’’ var.

Son seans biter. İçimde bir mahkûm ‘’baba tahliye’’ diye ortalıkta geziyor. Artık özgürüm. Arkadaşın tavsiye ettiği diziyi izleyebilir, danışanın korktuğu oyuna dair interneti tarayabilirim. Dünya kadar film kaydetmiştim, onlardan birini açabilirim. Ödev yapmam gerek, rapor yazmam gerek. süpervizyon videoları vardı. Onları da izlemem gerek.

Hayatımda çok fazla ‘’süper’’ ve çok az vizyon var.

Sokağa çıkmak istiyorum. Temiz hava almak, betondan ve camdan dışarı taşmak. Tavan üstümüze geliyorsa sorun yok ama gökyüzü de geliyorsa o zaman bazı şeyler nanay demektir. Bu harika metni nanay kelimesi ile katlettim. Olsun. Benim de katledilen bazı yerlerim oldu. Ödeşiriz. O masadan en son biz mi kalkarız? Saat çok geç oldu. Çok yorgunum. Devrim yapmak istiyordum ama uyumam da gerek. Neyse, devrimi de yarın yaparız artık. Plazanın önüne çıkayım da biraz ıslık çalayım. Ama yüksek sesle çalamam. Kurallar var. Kurallar, bizleri kapının önüne koymanın yapılandırılmış halleri. ‘’Sus da itiraz etme’’ diye gösterilen toplum sopası. Tehlikeli olmaya başlıyorsun haydar. ‘’H’’ küçük oldu. Gün sonuna doğru küçülüyor ne yapayım? Kapıya iki kilit attım. Son kilitte kırbaçlanan at geldi gözümün önüne. Asansörü beklerken kendimi tutamadım. Gömleğimdeki üst iki düğmeyi açtım!

Bugünlük bu kadar özgürlük yeter.

Bütün yandaşlara iyi geceler!

BİR CEVAP BIRAK

Görüntü açıklaması

Güvenli alışveriş noktası

Hızlı ve güvenli ödeme