Ücretsiz Sevkiyat
Hızlı ve Ücretsiz Gönderin
Çevrimiçi destek
Nihai ve 7/24 Destek
3d Güvenli ödeme
Güvenli Çevrimiçi Ödeme
Hepsi Zamansızda
Güvenli alışveriş noktası
Hızlı ve güvenli ödeme
Hızlı ve Ücretsiz Gönderin
Nihai ve 7/24 Destek
Güvenli Çevrimiçi Ödeme
Hızlı ve güvenli ödeme
“Yerini yol kılabilmiş kişi, yönünü yük olmaktan çıkarmıştır, hafiftir artık…”
Oruç Aruoba
Geldiğimden beri odamdan çıkmıyorum; bugün bir hafta olacak. Sığınma evindeki diğer kadınlar sanırım bu duruma alışık. Bir iki tanesi dışında kapımı çalan olmadı. “Bekleyeceğiz,” dedi içlerinden biri, duydum. “Bekleyeceğiz, hazır olunca karışır aramıza.”
Odamın penceresi bir dut ağacına bakıyor, hani uzansam dokunacağım. Korkuyorum pencereyi açmaya, dallar cama çarpıyor. Saatler sanki hep evden yalın ayak kaçtığım saati gösteriyor, 01.13! Ayaklarımın altı bizim bağın çamuruna bulanık gibi geliyor; bir türlü temizleyemiyorum. Odamdan usulca çıkıp, zayıf ve güçsüz bir gölge gibi koridorun sonundaki banyoya gidiyorum, tam çıkacakken sıcak havlu uzatıyor biri, hoş geldin diyor bir diğeri, pelerinli kostümüyle bir çocuk geçiyor önümden, gözleri ışık tohumu…
Aralarına alıyorlar beni, avucumda sıcak bir bardak çay, oturtuyorlar başköşeye. Korkum yerini bayram çocuğu utangaçlığına bırakıyor, ayaklarıma bakıyorum, tertemiz! Pelerinli çocuk, kucağıma bir kâse dolusu dut koyuyor. Gökyüzünün yedi rengi basamak basamak açılıyor önümde. Yanımda kadınlar, kalpleri yediveren gülleri, önümde yeni hayatımın tüm ihtimalleri, gökyüzü bir tuval, elimde bir fırça, inanmak güç…
Bu resim benim mi şimdi?