Ücretsiz Sevkiyat
Hızlı ve Ücretsiz Gönderin
Çevrimiçi destek
Nihai ve 7/24 Destek
3d Güvenli ödeme
Güvenli Çevrimiçi Ödeme
Hepsi Zamansızda
Güvenli alışveriş noktası
Hızlı ve güvenli ödeme
Hızlı ve Ücretsiz Gönderin
Nihai ve 7/24 Destek
Güvenli Çevrimiçi Ödeme
Hızlı ve güvenli ödeme
CİCİ OLMAYAN BEBE
Özür diliyorum.
Özür dilemek erdemdenmiş.
Cahillikten sanıyordum.
Cahillikten sandığım için de özür diliyorum.
Son dilediğim özürde ‘erdem kaygısı’ güttüm.
Böylelikle kibrimi arttırdığım için de özür diliyorum.
Şiir alanında gizlilik ilkesi var mıdır?
Marka isminde kelime başı ceza alır mıyım?
Para mı, cezası mı?
Bir şairin elindeki hesap makinesi gibi bir şey bu!
Fakirliğime o denli yakışmıyor duruşu.
Yediğimiz bir bisküvi ile yaşamlar anlatma derdindeyim.
Pek cici olmayan bir bebe bisküvisiydi bu dediğim.
Şekli, dişlerimi kaşımama kolaylık sağlardı.
Yerdim buldukça ve değişti sonra.
Normal günde şekerli çayın içine ekmek!
Şimdi ise çaya, şekere ne gerek?
Büyüyünce, küçükken yapılanlar aptalca gelmeli insana.
Bana daha da mantıklı geliyor oysa.
Büyüdükçe aptallaşıyorum.
Eskiye dönmeyi düşlüyorum.
Çayın içine katıp mama yapardım o zamanlar.
Şimdi ise çaya batırıp ağzıma atmaya çalışıyorum.
Bir insanın dertleri sinesine hapsetmesi ile aynı iştahla çekiyor içine sıvıyı.
Bardak ile dudaklarım arası hayli mesafeli.
Düşüyor yolda.
Dağılıyor üstüm, başım.
Kirleniyor masa.
Zedelenen bir ben kalıyor kala kala.
Birden, ilk aşkım aklıma geliyor sonra.
Ve aşkın, bu şiirde hiçbir işi olmadığı da!
Çaya bastırılan bir bisküvi gibi yaşıyoruz.
Sürekli daha çok şey isteyerek…
Başlarda güçlenerek, büyüyüp şişerek,
Sonrasında, bir topağın intiharı gibi dağılarak…
Kırk mevlidindeki kemik parçalanmasına benziyor bazı şeyler.
Benzetme yapmayı kendime yasaklıyorum.
Tadı asla değişmeyen o minik bisküvileri de.
Otuz yaşına gelmesine rağmen markette eli gideni de.
Hazır her şey yasaklanıyorken ülkemde…
O zaman ben de bazı şeyleri kaldırıyorum kendimce.
Mesela, çayın içine bir şeyleri batırmayı bundan böyle…