Görüntü açıklaması

Ücretsiz Sevkiyat

Hızlı ve Ücretsiz Gönderin

Görüntü açıklaması

Çevrimiçi destek

Nihai ve 7/24 Destek

Görüntü açıklaması

3d Güvenli ödeme

Güvenli Çevrimiçi Ödeme

Hepsi Zamansızda

Mağazaya git

“Düşme” adlı dosyasıyla  27. Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülünü kazanan Hakan R. Temiz’le söyleştik.

Image Description

Bir kez daha kutluyorum. Şiir yolculuğunuz hakkında neler söylemek istersiniz? İlk şiirlerinizi ne zaman yazdınız?

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Şiir, tür olarak lise yıllarımdan itibaren hayatımda aktif şekilde yer aldı. Lise yıllarımda toplumcu gerçekçi şairler uzun süre beni etkiledi. Yine o yıllarda ikinci yeni şiiri de odak noktalarımdan oldu. Üniversite yıllarına geldiğimde okur kimliğime şiir yazma sürecim de dahil oldu. İlk şiir denemelerim amatör lirik şiirler oldu. Güçlü şiirler yazamadım kanımca. Cizre’ye atamam gerçekleştikten sonra oradaki sosyal olaylar şiirime sirayet etti. Bir süre bu doğrultuda ilerledim. Ama asıl güçlü şiirlerimi Batman’a tayin olduktan sonra yazdım. Özellikle 2019 yılından sonra daha iyi yazdığımı düşünüyorum. 

Mersin söyleşinizde, Hakan Temiz ve Hakan R. Temiz’i ayırdığınızdan bahsetmiştiniz. Nedir ikisi arasındaki farklar? Niçin böyle bir farka ihtiyaç duydunuz?

            Hakan Temiz, hayatında elde etmek istediği hiçbir şeyi başaramadı. Hayal dünyasında yaşadı hep. Ayakları yere sağlam basmadı. Yine de ümitvar oldu hep. Edebiyatta da çok başarılı olamadı. Şiirleri dergilerde yayımlanmadı, beğenilmedi. Babasını kaybettikten sonra kendisinden Hakan R. Temiz türedi. Hakan R. Temiz, onun aksine daha gerçekçi yaşıyor bu hayatı. Bir beklentisi de yok. Hakan Temiz’e göre de daha iyi şiirler yazıyor. Hakan Temiz’e de çok kızıyor bazen.

Baskı ve sansürün etkisiyle şiir yazarken kaygılarınız olduğunu söylemiştiniz ve akabinde yırtıp attığınız şiirlerinizle ilgili neler söylemek istersiniz? “ihtar” adlı şiirinizde yer alan, “Dilimize kepenk indiriyoruz dudaklarımız ile” dizesi baskı ve sansürü mü imliyor?

            Baskı ve sansür, bu toprakların doğal bitki örtüsü. Bu, bırakın yılları yüzyılları devirmiş bir gerçek. Biz edebiyatçılar da bu durumdan oldukça sert bir şekilde etkileniyor ve bazen oldukça olumsuz sonuçlar ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Tabii sözümüzü esirgiyor muyuz? Elbette hayır. Burada imgeler devreye giriyor. Bu yolla anlatmaya çalışıyoruz derdimizi. Oluşturduğumuz imgeler başarılı olunca ve okuyucu tarafından alımlanınca bir sıkıntı olmuyor. Ancak bazen bizi de ikna etmedikleri zaman bu imgeler, şiiri avucumuzda sıkıp buruşturup atıyoruz. Bu istemediğimiz bir durum. Ve üzülüyoruz. Yukarıda bahsettiğiniz dize tam da bununla ilgili.

Bir şiirin ne önerdiğini önemsediğinizden bahsetmiştiniz. Sizin şiiriniz ne öneriyor?

            Benim şiirim; hayatın gerçeklerini, hukuksuzlukları bir şekilde anlatma derdindedir. Bunu şiirin bir yerine yerleştirir. Bazen açık bir şekilde yapar, bazen de okuyucuya hissettirir. Şiirin tamamını manifestoya çevirme çabasından bahsetmiyorum elbet. Böyle de olabilir buna da itirazım yok. Ama dediğim gibi şiirin genel izleği ne olursa olsun şiirin bir yerine bunları yerleştirmeye çalışıyorum. İlerleyen yıllar ne gösterir şiir anlayışımda bilemem ama şu an bu şekilde yazmaya çalışıyorum. 

“Şair tanımını kabul etmiyorum” sözünüz üzerine, bu tanımı genel olarak mı yoksa şahsınızda mı kabul etmediğinizi sormak istiyorum. Yoksa bu itirazınız, şiir yazanın kendi kendini şair ilan etmesine yönelik bir eleştiri midir?

            Aslında bu ifademde meramımı tam anlatamadım. Şair tanımına karşı değilim. Şuna karşıyım: İyi yazan kişiye de şair deniliyor, kötü yazan kişiye de. Her ikisinin ortak bir paydada buluşması beni öfkelendiriyor. Ve yukarıda sizin de dediğiniz gibi iki dize bir şey karalayan herkes şair(!) olarak adlandırılıyor. Bu gibi durumlarda bazen söz yazarı ifadesini kullanıyorum.

Arkadaş Z. Özger’in sizdeki yeri nedir?

            Arkadaş’ın şair kimliği elbette herkesi çok etkilemiştir. Ben de Arkadaş’ı ilk olarak şiirlerinden tanıdım. Sonra merakım onun yaşam öyküsüne yöneltti beni. Yaşadığı dönemde kimliğinden dolayı maruz kaldıkları, hukuksuzluklara karşı boyun eğmeyişi ve diktalara karşı direnişi bende derin izler bıraktı. Elimden geldiğince onun adını anıp yaşatmaya çalışacağım. Arkadaş’ı çok seviyorum. Yaşasaydı o da bizi çok severdi.

Kitabınızda yer alan Ferruh Kalender’le ilgili neler söylemek istersiniz?

            Küçükken Kuklagiller diye bir çocuk programı vardı. Her gün izlerdim. O programda gündemdeki olaylar bütün gerçekliğiyle çocuksu bir tavır ile anlatılırdı. Ben o zamanlar bu program sunucularından biri olan Ferruh Kalender’i kendime arkadaş edinmiştim. O bana ekranlardan bir şeyler anlatırdı. Ben de gün içinde şahit olduklarımı ona anlatırdım. Böyle bir alışverişimiz vardı. Bunun, bu zamanlara kadar süreceğini bilmiyordum. Bazen gün içinde birbirimizin yerini de alıyoruz. Herkesin bir Ferruh Kalender’i olduğunu düşünüyorum. Kim bilir belki de aynı Kalender’den bahsediyoruzdur.

Son olarak, esinlendiğiniz, beğendiğiniz şairler kimlerdir? Son zamanlarda sizi etkileyen, içinizden tekrar edip durduğunuz dizeler var mıdır ve kime ait bu dizeler?

            Nazım Hikmet, Necmi Zeka, Ahmet Güntan ve Osman Konuk beğendiğim şairler arasında. Elbette beğendiğim şairler var daha. Ancak saydığım isimlerin yeri bende farklı. Necmi Zeka’nın “yaşasın annesiyle yaşayan adalet” dizesini çok severim.

Teşekkür ederim.

            Değerli soruların için ben de sana teşekkür ederim. Şiirle…

Önceki makale Kuyruklu Yalan
Sonraki makale Aralıklar Aralıklar

Rabia Çelik Çadırcı

Ş.Urfa’nın Bozova ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu burada, liseyi Ş.Urfa Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde tamamladı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat bölümünde sürdürdüğü lisans eğitimini yarıda bıraktı. Edebiyatla ilk gençlik yıllarında uğraşmaya başladı. Yazıları çeşitli gazetelerde, öykü ve şiirleriyse CazKedisi, Varlık, Sanat ve Hayat, Şiirden, Sincan İstasyonu, Eliz Edebiyat, Zamansız Dergi, Sadece Şiir, Bibliyomag, Yenie, Lacivert Şiir ve Öykü gibi dergilerde yer aldı. 2017 yılında “Gece Saçlı Kırlangıçlar” adlı öykü kitabı yayımlanan yazarın, 2019 yılında da “Zehrimar”, 2022 yılında "kör bir harfle yazıyorum göğe" adlı şiir kitabı yayımlandı. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir.

BİR CEVAP BIRAK

Görüntü açıklaması

Güvenli alışveriş noktası

Hızlı ve güvenli ödeme